İMRALI ADASI

Marmara denizinde, Mudanya İlçesi'ne bağlı ada. Ada, Bozburun'un 1.28 mil açığında, Mudanya'ya 22 mil uzaklıkta olup, kuzey-güney doğıultusunda çekiç biçiminde uzanır. Kuzey bölümü denize dik kayalıklarla inerken, güney bölümü daha az engebelidir. Ormanla kaplıdır ve tatlı suyu vardır.

Tarihçe
Antikçağ'dan Bizans'a: Imralı'nın ünlü Argonaut'lar söylencesinde Rhydakus Irmağı'nın ağzını tıkadığı belirtilen "Aigaion" adası olduğu öne sürülür. Antikçağ'dan bu yana coğrafyacı ve tarihçiler tarafından "Besbicus" adıyla bilinmektedir. Besbicus, söylenceye göre Herakles'in yardımıyla adaya yerleşerek devleri süren Pelasgos'lu kahramandır. Adada Roma dönemine gelinceye değin (IÖ 74 - İS 395) uygarlık kalıntılarına rastlamak olanaklı değildir. An¬cak tarihçi Theophanes'in bizzat öncüsü olduğu bilinen ilk toplu yerleşme VII. yüzyılda gerçekleşmişti. Bu tarihten sonra adanın adı "Kalolimnos" (Limanköy) olarak metinlerde yer almaya başlar. Dönemin bazı kaynaklarında "Galios/Galyos" olarak da anılır. Ancak çeşitli metinlerde adanın adı en çok "Kalolimni" şeklinde geçer.
Roma ve Bizans dönemlerinde İmralı'da dinsel yapılar (manastır, kilise gibi) inşa edilmiştir. Bunların en tanınmışları; adada altı yıl süreyle keşiş hayatı yaşayan tarihçi Theophanes tarafından yaptırılan "Metamorphosis" (İsa'nın suret değişimi) manastırıdır. Bu manastır, limandan yaya olarak 45 dakika uzaklıkta, Sarag (Saraç) deresi kenarındaydı (daha sonra bu manastırın yerine XVI. yüzyılda başka bir manastır yapılmıştı). XIX. yüzyılda bu manastırın dışında, adanın en yüksek tepesinde "Aya Grofilini", kuzeydoğusunda "Aya Marina" ve kuzeybatısında da "Aya Pandelemenias" kilisecikleri ile, merkezde büyük bir kilise bulunmaklaydı.

Osmanlı dönemi
îmralı Adası'nın Emir Ali tarafından 1308 yılında fetholunduğu, Hammer'in yanılgısından yola çıkılarak birçok tarihçinin ya¬pıtında tekrarlanmaktadır. Oysa ilk Osmanlı donanmasının 1349'da 22 parça gemiden kurulduğu bilindiğine göre, Emir Ali'nin Galios'u (Îmralı) fethetmiş olması olanaklı değildir. Bu yanlışlık, ünlü Osmanlı Tarihçisi Hammer'in, Uluabat Gölü içindeki Alios/Alyos Adası (Kız Adası) ile Galios/Galyos'u karıştırmış olmasından doğmaktadır. Adanın Osmanlılann eline geçişi, bu gerçek göz önünde bulundurulduğunda, olasılıkla 1335-1350 yılları arasındadır.
Fethin, Osmanlı donanmasının ilk dönemlerinde Aygut Alp oğlu Emir Kara Ali (Emir Ali) veya ümerâdan Ahmet Ağa oğlu Emir Ali tarafından gerçekleştirildiği kabul edilmektedir (Bak. EMİR ALİ BEY).
Piri Reis'in Türk Adaları adlı yapıtında, İmralı'nın gerçeğine çok uygun bir haritası bulunduğu gibi, 1520'li yıllarda üç köyün bulunduğu kayıtlıdır. Gedlahe'a göre, 1567'de adada birden çok köy vardı. l6OO'lü yıllarda adaya Arnavutlar yerleştirilmiştir. Covel ise, 1677 yılında adanın güneyinde Türkçe konuşan bir Arnavut köyünün (Arnout Kevi/ Albanitochori), merkezde de Kalolimni adlı Rum köyünün bulunduğunu belirtmektedir. l682'de ise adada üç ayrı noktada köyler olduğu belirlenmiştir (Luke). 1800'lü yıllara gelindiğinde Arnavutlar adayı terk etmişler, onların bo¬şalttığı güneydeki köye de Rumlar yerleşerek ikinci Rum köyünü, 1835'te St.George adlı üçüncü Rum köyünü (adanın orta kısmında, Metamorphosis yakınında/güneyinde) kurmuşlardır (Texier [1835'te Texier adayı ziyaret etmiştir]). Nordman'a göre 1854 yılında adada 100 Rum hane, Chourmouzes'e göre 1869'da 80-90 hane bulunuyordu. Evangelides'e göre aynı tarihlerde adada 2500 kişi yaşamaktaydı.
Diamendi'ye göreyse XIX. yüzyıl sonlarında adanın merkez limanında Kalolimni, güneyinde Lena, orta batısında Metamorphosis manastırı olmak üzere üç yerleşim yeri ve manastırı ile kuzeyinde üç değirmen bulunmaktaydı.
Ada ve halkı Türk fethinin gerçekleştiği 1300'lü yıllardan 1915 yılına kadar, 600 yıl boyunca savaşsız, huzur ve güven içinde yaşamıştır. Burada yaşayan Rumlar karada buğday ekimi, dut, ipekçilik, özellikle de soğan üretimi ile; denizde ise balıkçılıkla yaşamlarını sürdürmüşlerdir. XVIII. ve XIX. yüzyıllarda küçük çaplı ipek sanayii kurulmuştur. Elde edilen ipek Gemlik ve Mihalıç'a (Karacabey) gönderilmiş, günümüze kadar gelen İmralı'nın meşhur soğanı temel ürün olarak İstanbul'a pazarlanmıştır. Mudanya ve Bandırma'ya düzenli gemi seferlerinin yapıldığı bilinmektedir.
Osmanlı Dönemi içinde adada sürekli bir Türk idareci ve birkaç yardımcı Türk memur vardı.
1900'lerin başında adada bir Türk müdür, üç memur ve 200 hane Rum; 1922 yılında ise 400 Rum aile, ile bir Türk Nahiye müdürü, bir liman reisi, bir jandarma komutanı ve dört er görev yapmakta idi.
Adanın vergi gelirleri: Arazi (19-544), aşar (17.000), kafa (6.000), balıkçılık ve denizcilik (1.200), ipekçilik (1000), şarapçılık (750) vergisi olarak toplam 45.494 kuruştur. Bazı diğer vergilerle 52.000 kuruş olan adanın geliri İstanbul'daki Şehzadebaşı Camii'ne vakfedilmiştir.
1915 yılında Birinci Dünya Savaşı'nın başlaması ile Îmralı halkı Gemlik ve Bursa'da mecburi iskâna tabi tutulmuş, ada tamamen boşaltılmıştır. Savaş bitiminde ada halkı tekrar geriye dönmüşlerse de, Kurtuluş Savaşı'nı müteakip Cumhuriyet'in kuruluşundan sonra 1923-1924 yıllarında Girit Türkleri ile mübadeleye tabi tutularak Yunanistan'a gönderilmişlerdir.
1325 H. (1907) tarihli Hudavendigâr Vilâyeti Salnamesfn.de, "Elli kilometre murabba vüs'atinde [50 kilometrekare genişliğinde] bir adadan ibaret olup, ahalisi kamilen Rumdur'' notuyla 250 hane olarak kayıtlıdır.
1934 yılına değin boş kalan adada, I935'te bir yarı açık cezaevi kurulmuştur.


ÜYELERİMİZE İNDİRİM YAPAN FİRMALAR

BGC üyelerine indirim yapan sağlık ve eğitim kurumları ile yapılan sözleşmeler yenilendi. devamı

BGC ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU...

Bursa Gazeteciler Cemiyeti tarafından geleneksel olarak organize edilen “BGC Başarı Ödülleri Yarışması”... devamı

BİK GENEL MÜDÜRÜ DURAN: “BASINIMIZA KATKI İÇİN VARIZ”

Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Rıdvan Duran, BGC Başkanı Nuri Kolaylı’yı Basın Kültür Sarayı’ndak... devamı

BGC ÖDÜL SÜRECİ BAŞLADI

Bursa Gazeteciler Cemiyeti tarafından her yıl geleneksel olarak organize edilen Gazetecilik Başarı Ödülleri Y... devamı

Marmara Bayram’ın konusu “Bursa turizmi”

Marmara Bayram Gazetesi’nde ana konu olarak “Bursa turizmi ve Bursa’nın bilinmeyen yöreleri” ele alınaca... devamı