KARACABEY

ESKİ VE YENİ ADLARI
Bursa'nın ilçesi. Eski adı "Mihalıç"tır. Günümüzdeki adı, İkinci Meşrutiyet'in ilânından sonra 1910 yılında, Bursa kökenli Edirne Mebusu Şeref Bey'in girişimleri ile değiştirilerek ilçede bir camisi, imareti ve mezarı bulunan Tâî (Dayı) Karaca Bey'den dolayı "Karacabey"e dönüştürüldü. Bu konuda 1927 tarihli Bursa Vilâyeti Salnamesinde şu bilgi verilmektedir:
"... Şu halde Karacabey kadîm [eski] Miletepolis' şehrinin mebnî [kumlu] olduğu yerde, Bizans zamanındaki hakimi Mihalice' tarafından Orhan Bey'e mutavaatında [boyun eğdiğinde] hakimin ismi ile 'Mihalıc' tesmiye edilerek [adlandırılarak] zamanımıza kadar gelmiştir,
Karacabey ismi ise hâlen harap bir camii ve yanında mezarı bulunan Fatih Sultan Mehmet ricalinden ve meşhur Karaca Bey ailesinden 'Dayı Karaca Bey'in ismine izafeten tevsim edilmiştir [adlandırılmıştır], Bu Karaca Bey, İstanbul feth olunduğu sırada fatihler meyânında [arasında] mühim kumandanlıklarda bulunmuş ve fethi müteakip Silivri fethine memur edilip Kum-burgas ve Buğatos'u [?] fethetmiştir. Karaca Bey sülâlesi Osman Bey tarafından 'Enw Ali — Karaca Ali' nâmında ki müessis-i devlet olan [devlet kuran] zâtın alıfâdıdır." (Bak. KARACA BEY [PASAJ)

KONUMU
Karacabey ilçesi, doğuda Bursa ve Mudanya, kuzeyde Marmara Denizi, batıda Balıkesir, güneyde Mustafakemalpaşa ve Uluabat Gölü ile çevrelenmiştir. 28° 05' (Çavuş köyü batısı) ve 28° 40' (İkizce köyü doğusu) doğu boylamları ile, 40° 06' (Ovaesemen köyü güneyi) ve 40° 25' (Kurşunlu köyü) kuzey enlemleri arasındadır. Deniz yüzeyinden ortalama yüksekliği 125 metredir.
İlçe topraklarının yüzölçümü 1.285 kilometrekare, 2000 Genel Nüfus Sayımı'na göre nüfusu 78.124 olup kilometrekareye 60.80 kişi düşmektedir. Bu sayımda elde edilen verilere göre toplam nüfusun 36.553'ü (yüzde 46.79) köylerde yaşamaktadır. İlçe merkezi olan Karacabey kentinin nüfusu 41.571'dir.
64 köyün bağlı bulunduğu Karacabey llçesi'nde her yüz kilometrekareye ortalama beş köy düşmektedir.
Karacabey kenti düz bir alanda, 28° 21' doğu boylamı ile 40° 13' kuzey enleminin kesişme noktası çevresinde kurulmuştur. Bursa-Çanakkale Karayolu'ndan ayrılarak kent içine giren Atatürk Bulvarı, hükümet konağı ile belediyenin yer aldığı Cumhuriyet Alanı'na dek uzanır. Bu caddenin sonunda tarihsel özelliği olan İmaret Camisi bulunur. Alışveriş merkezi, Atatürk Caddesi boyunca ve Cumhuriyet Alanı çevresinde oluşmuştur. Çok katlı yeni yapılar da bu çevrede yoğunlaşmaktadır.
Uluabat Gölü'nün batısında, Akdere Va-disi'nin geniş ovasına doğru uzanan sırt üzerine kurulan Karacabey'i çevreleyen sulak ve verimli ovada, her türlü tarla bitkileri yetişmekte; sebze ve meyve üretimi ilçe ekonomisinde önemli yer tutmaktadır. Ayrıca geniş çayır ve meraları, hayvancılık için son derece elverişlidir.
Ovada pamuk, zeytin ve haşhaş üretimi de yapılmaktadır. Ova, kuzeybatısında Karacabey ve Kurşunlu tepeleri ile sınırlanmıştır.
İlçe merkezinde başlıcaları Abdullahpaşa, Canbolu, Drama, Emirsultan, Esentepe, Garipçe, Gazi, Hamidiye, Hudavendigâr, Karacaahmet, Mahmuriye, Mecidiye, Nasrettin, Runguşpaşa, Saadet, Selimiye, Sırabademler, Tabaklar, Tavşanlı ve Yenice adlarında olan 20"den fazla mahalle bulunmaktadır.

Karacabey Îlçesi'ne bağlı köyler:
Akçakoyun, Akçasusurluk, Akhisar,Arız, Bakırköy (Mekriköy), Ballıkaya, Bayramdere (Panayırdere), Beylik, Boğazköy (Eskiçiftlik), Cambaz, Çamlıca, Çarık, Çavuşköy, Çeşnigir, Dağesemen, Dağkadı, Danişment, Doğla, Ekinli (Arapçiftliği), Ekmekçi, Eskikaraağaç, Eskisarıbey, Fevzipaşa, Gölecik, Gölkıyı, Gönü, Güngörmez, Hamidiye (Bulgarköy), Harmanlı (Kirmikir), Hayırlar (Hayırsız), Hotanlı, Hürriyet (Haydarçiftliği), ikizce, înkaya, îsmetpaşa (Kelesen), Karakoca, Karasu, Kedikaya (Kediköy), Keşlik, Kıranlar, Kulakpınar, Kurşunlu, Küçükkaraağaç, Muratlı (Kelemenye), Okçular, Orhaniye, Ortasarıbey Sarıbeyislâm), Ovaesemen, Örencik, Sazlıca (Dümberez), Seyran, Subaşı, Sultaniye (Karayeni), Şahinköy, Şahmeran, Taşlık (Çalımahalle), Taşpınar (Kemeryent), Tophisar, Uluabat, Yarış, Yenikaraağaç, Yenisarıbey (Kokana), Yeşildere (Keçiler), Yolağzı (Dümbe).

NÜFUS
Osmanlı döneminde
Bursa Muhtesibi Hafız Ağa tarafından yaptırılan Osmanlı dönemindeki ilk önemli sayımı olarak kabul edilen 1831 tarihli nüfus sayımına göre, Mihalıç (Karacabey) Ilçesi'nde 5 425 vergi yükümlüsü erkek kişi bulunduğu saptanmıştır. Bu kişiler arasında "reaya" (gayrimüslim yükümlü) gösterilmemektedir.
1870 sayımında 6.689'u islâm, 4.573'ü reaya olmak üzere 11.262; beş yıl sonraki 1875 sayımında da 5.234'ü İslâm, 4.235'i reaya olmak üzere toplam 9.469 vergi yükümlüsü erkek kişi saptanmıştır. Görüldüğü gibi 1870 sonuçları, beş yıl sonraki 1875 sonuçlarından daha yüksektir.
1883 Salnamesinde yer alan verilere göre Mihalıç (Karacabey) Ilçesi'nde 35.492 nüfus belirlenmiştir. Nüfusun 26.079'u islâm, 8.121'i Rum, 872'si Ermeni, l68'i Katolik, 71'i Protestan, 96'sı Yahudi, 39'u Bulgar ve 44'ü de başka kökenlerdendi.
1902 Salnamesinde verilen 31-220 nüfustan 21.803'ü islâm 8.380'i Rum, 905'i Ermeni, 80'i Yahudi ve 52'si Protestan kökenli idi.
1906 Salnamesi verilerine göre ise, Mihalıç (Karacabey) Ilçesi'nin yüzölçümü 2.372 kilometrekare, nüfusu 18.496 erkek ve 16.743'ü kadın olmak üzere toplam 35.239 kişi idi. Kilometrekareye 14.8 kişi düşmekteydi.
1325 H. (1907) tarihli Hudavendigâr Vilâyeti Salnâmesfnde Mihalıç (Karacabey) kenti, "nâmına mensub beyaz peyniri meşhurdur" açıklaması ile 2.536 hane olarak kayıtlıdır.
Cumhuriyet döneminde
1927'den itibaren düzenli olarak yapılan nüfus sayımlarına göre ilçe merkezindeki sayım sonuçları şöyledir:

SAYIM YILI    SAYIM SONUCU
1927                   7.427
1935                   9.243
1940                 10.391
1945                 11.104
1950                 11.923
1955                 13.341
1960                 15.969
1970                 19.954
1980                 24.057
1990                 39.221
1997                 38.512
2000                 41.571
Karacabey llçesi'nin toplam nüfusu 1927 sayımında 29.224 iken, 1950'de yüzde 57.68'lik bir artışla 46.l67'ye yükselmiştir. Aynı dönemde Karacabey kent nüfusu yüzde 60.54'lük artışla 7.427'den 11.923*e çıkmıştır.
Sonraki on yıllık dönemlerdeki artış oranları ve sayım sonuçları ise şöyle olmuştur:
1950 ile 1960 arasında toplam nüfus yüzde 20.90'lık artışla 55.818'e, kent nüfusu yüzde 33-93'lük artışla 15.969'a...
1960 ile 1970 arasında toplam nüfus yüzde 4.74'lük artışla 58.466'ya, kent nüfusu yüzde 24.95'lik artışla 19-954'e...
1970 ile 1980 arasında toplam nüfus yüzde 12.74'lük artışla 65 915'e, kent nüfusu yüzde 20.56'lık artışla 24.057'ye..
1980 ile 1990 arasında toplam nüfus yüzde 10.60'lık artışla 72.898'e, kent nüfusu yüzde 31.62'lik artışla 31-665'e...
1990 ile 1997 arasındaki yedi yıllık dönemde toplam nüfus yüzde 8.72'lik artışla 79-254'e, kent nüfusu ise yüzde 23.90'lık artışla 39331 'e yükselmiştir 2000 saymıı sonuçlarına göre kent nüfusu bir önceki sayıma oranla yıllık binde 26.42'lik artışla 41.571'e yükselirken, toplam nüfus binde 0.07'lik bir azalmayla 78.124'e gerilemiştir.

DOĞAL YAPI
Yeryüzü şekilleri
Genel olarak ova karakterli bir toprak yapısına sahip olan ilçenin kuzey kesiminde, Karacabey Ovası ile Marmara Denizi arasında sınır oluşturan ve Kocadere'nin batısında Karadağ'da 820 metreye ulaşan Mudanya-Bandırma dağ sırası uzanır. Yörenin en bereketli tarım alanlarının bulunduğu Karacabey Ovası, IV. Jeolojik Zaman'da Marmara Denizi bölgesindeki üç büyük çukurluktan biri olarak ortaya çıkmıştır (Karacabey-Apolyont çukurluğu). Genellikle marn ve grenlerden oluşmuş; Susurluk ve Nilüfer çaylarıyla Manyas Gölü ayağı olan Karadere'nin taşıdığı alüvyonlarla dolmuştur. Susurluk Çayı ve Apolyont Gölayağı ile Karadere'nin birleşmesiyle oluşan Kocadere, Karacabey Boğazı adı verilen ve güney-kuzey doğrultusunda 15 kilometre boyunca uzanan dar vadide akarak denize karışır. Boğazın en dar kesimi yaklaşık 100 metre dolayındadır. Ko¬cadere taşıdığı alüvyonlarla denize döküldüğü kesimde oldukça geniş bir delta meydana getirir; deltanın ucunda Arapçiftliği ve Poyraz gölleri yer almaktadır.
Ovayı kuzeyden kuşatan Karadağ sırtlarının en yüksek noktası 833 metre ile Sarnıçtepe'dir, bunu 700 metre yükseklikle Talastepe izler. Karadağ blokunun güney etekleri hafif eğimle ovaya doğm alçalır. Karacabey Boğazı'nın doğusunda Uluabat Gölü ile Mudanya sırtları arasında kalan nispeten engebeli kesim Pistikoz Bayırları adıyla anılır.
Karacabey Ovası, Gölükle sırtlarının batısında, Uluabat Gölü çöküntü havzasından batıya ve kuzeybatıya doğru uzanır. 18.000 hektar alanı kapsayan ve deniz yüzeyinden yüksekliği çok az olan (yaklaşık 13-35 metre) bu verimli topraklar alüvyon birikintileriyle oluşmuştur.
Uluabat Gölü ve akarsular
Uluabat Gölü, Karacabey çöküntü alanının doğu kesiminde, Orhaneli (Atranos) Çayı'nın taşıdığı sularla oluşmuştur. Doğu-batı doğrultusunda yaklaşık 25 kilometreye ulaşan uzunluğu ve güney-kuzey doğrultusunda 14 kilometreyi bulan genişliğine karşın, Uluabat Gölü'nün derinliği 3-4 metreyi geçmez. Öte yandan Orhaneli Ça-lı'nın taşıdığı birikintilerle sürekli olarak dolmaktadır (Bak. ULUABAT GÖLÜ).
ilçe sınırları içinde başlıca üç akarsu vardır. Bunlar, Susurluk Çayı (b. bak.'), Nilüfer Çayı (b. bak.) ve Manyas Gölü'nün gideğeni olan .Karadere'dir. Bu üç akarsu ile bazı başka küçük akarsular, Karadağ blokunun güney ve doğusunda birleşerek Kocadere adını alır, bu da Karacabey Bo-ğazı'ndan akarak Marmara'ya dökülür.

Bitki örtüsü
İlçenin kuzeyindeki Karadağ ve çevresindeki denize yakın kesimlerde Akdeniz iklim kuşağının bitki örtüsü görülür. Çoğunlukla bu kesimde toplanan orman varlığı 30.920 hektarı bulur. Kıyı şeridinde zeytin ağaçları boldur; Boğazköy-Yeniköy-Bayramdere-Kurşunlu kesimlerinde Akdeniz'e özgü narenciye türü bitkiler de yetiştirilmektedir.

İklim
Karacabey kentinin kurulduğu alanın denizden yüksekliği 41-45 metre dolaylarındadır. Marmara kıyıları dışında ova çıplak olduğundan, başta poyraz olmak üzere bütün hava akımlarına açıktır. Ova, çevre bölgelere göre (Mustafakemalpaşa, Mudanya gibi) daha az yağış alır. Yıllık ortalama sıcaklık 14° C; en yüksek sıcaklık ağustos ayında 38.5° C, en düşük sıcaklık ise şubat ayında -9.7° C olarak belirlenmiştir. Yıllık ortalama yağış 562 milimetre, yağışlı gün sayısı 77, sisli gün sayısı 7.7 ve donlu gün sayısı da 29 olarak saptanmıştır.

TARİH
Antikçağ ve İlkçağ'da bölge Antikçağ'da bugünkü Karacabey'in bulunduğu yerde bir yerleşme olup olmadığı konusu kesinlik kazanmış değildir. Roma Çağı'nın ünlü coğrafyacısı Strabon (İÖ. 65-ÎS.23), Mysia olarak andığı bu bölgede Daskyleion ve Miletopolis adlarında iki önemli kentten söz etmektedir. Bunlardan Daskyleion, Pers İmparatorluğu'nun Anadolu'daki üç satraplık merkezinden biri idi. Bu kentin, bugün Bandırma dolaylarındaki Ergili köyü yakınında Hisartepe denilen ören yerinde bulunduğu kesinlikle saptanmıştır.
Miletopolis'in ise, İÖ. 4.-1. yüzyıllarından kalma sikkelerde adı "Miletopoliton" olarak yazılan kent olduğu, bugünkü Karacabey'in güneydoğusunda Uluabat Gölü kıyısında veya Karacabey Tarım İşletmeleri Müdürlüğü (Hara) sınırları içinde kalan ve Melcle Bayırı adıyla anılan yerde, ya da bizzat Karacabey'in kurulmuş bulunduğu bölgede olabileceği savları öne sürülmektedir.
Öte yandan kimi araştırmacılar tarafından, Miletopolis'in günümüzdeki Mustafa-kemalpaşa'nın bulunduğu yerde olabileceği de öne sürülmektedir. Başka bazı araştırmacılar da, XII. yüzyılın hemen başlarında, Bizans İmparatoru Aleksios I Komnenos (salt. 1081-1118) tarafından Selçuklu akınlarını engellemek amacıyla Uluabat (Apolyont) Gölü'nün kuzeybatı ucundaki akağının kıyısında yaptırılan Lopadion (Uluabat) kalesinin, bu antik kentin yıkıntıları üzerinde kurulmuş olabileceği de ileri sürmektedirler.
Miletopolis'in, yerinin kesin olarak saptanamamasına karşın, İonia kent devletlerinden Miletos'a bağımlı olarak, yine bir Miletos kolonisi olan Kyzikos'lular tarafından kurulduğu sanılıyor.
Anadolu'da Roma egemenliğine karşı direnen Mithridates'in oğlu tarafından komuta edilen bir ordusu, 10.85'te, Miletopolis yakınında ve Ryndakos (Orhaneli) Çayı kıyısında Romalı General Flavius Fimbria tarafından yenilgiye uğratıldı. Ancak Mithridates, kısa süre sonra Flavius Fimbria'yı Bergama'da kıstıracak ve onun kendini öldürmesine neden olacaktır. Mi-letopolis, Hıristiyanlığın ilk dönemlerinde bir piskoposluk merkezi olduğu biliniyor. Ne var ki, bu özel konumunu koruyamayarak zamanla yazılı belgelerden silindi.

Osmanlılar dönemi
Osmanlıların batıya doğru ilerlemeye başladıkları döneme değin adı duyulmayan Mihalıç, komşu kasaba Kirmastı ile birlikte 1337-1339 yıllan arasında ele geçirilmiş olmalıdır. Osmanlı tarihyazarları Aşıkpaşazâde ve Solakzâde, bu iki beldenin egemenleri olan Mihalce ile Kir Mastorya'nın kardeş olduklarını ve Orhan Gazi'ye karşı durmaktansa ona bağımlı olmayı yeğ¬lediklerini anlatmaktadırlar. Böylelikle bu egemenlerin adlarıyla anılan Mihalıç ve Kirmastı kaleleri Osmanlılar'ın eline geçmiş, Mihalıç'a Karaca Ali (Emir Ali), Kirmastı'ya da Lala Şahin Paşa iktâdar olarak atanmışlardır. Nitekim ünlü Emir Karaca Ali soyundan Dayı Karaca Bey (b.bak.), 1456 yılında Belgrat kuşatması sırasında şehit düştüğünde, cesedi Karacabey'e getirilerek kendi yaptırdığı caminin yanında toprağa verilecektir.
Mihalıç (Karacabey), Osmanlılar döneminde verimli bir tarım ve hayvancılık bölgesi olarak ün salmıştır. Daha bölgenin fethi sırasında. Köse Mihail Bey tarafından Orhan Gazi'nin kızına düğün armağanı olarak sunulduğu öne sürülen bugünkü Karacabey Harası'nın (Tarım İşletmeleri) orta çiftliği çevresinde oluşturulan padişah hassı, çevrenin tarımsal ve havyancılık yönünden kazandığı önemi göstermektedir. Bu ilk çiftliğe Murat I Hudavendigâr döneminde (salt. 1360-1389) Gerdeme, XTX. yüzyıl başlarında Mahmud II döneminde (salt. 1808-1839) Kayseri ve Kabaağaç, daha sonra Abdülaziz döneminde (salt. 1861-1876) Çörekli ve Haremağılı, son olarak da Abdülhamid II döneminde de (salt. 1876-1909) Gönü, Çeribaşı ve Melde çiftlikleri eklenmiştir. Böylelikle birleştirilen çiftlikler, 1881 yılında bir padişah fermanı gereğince oluşturulan "Çiftlikat-ı Hümayun" (Padişah çiftlikleri) sistemi içine alınmış ve öyle işletilmeye başlanmıştır. Cumlıuriyet'ten sonra 29 Mayıs' 1926 tarihinde TBMM'ce kabul edilen 867 sayılı yasa gereğince, bu eski padişah hassı, Tarım Bakanlığı'na bağlı modern bir hara haline getirilerek "Karacabey Harası" adını almıştır.
XTX. yüzyılın ikinci yarısına değin günümüzde Mustafakemalpaşa ilçesi ve kenti olarak adlandırılan Kirmastı Bucağı, Sincan bucak merkezi aracılığıyla Mihalıç İlçesi'ne bağlıydı. İlçe merkezi ve köylerinde büyük çoğunluğu İslâm nüfus oluşturmakta ise ele, önemli oranda gayrimüslim topluluklar da bulunmaktaydı. XIX. yüzyıl oltalarından itibaren Osmanlı Devleti'nin Kafkaslar'da toprak kayıpları sonunda, buralardaki Çerkeş kökenli uyruklar göç etmek zoıunda kalmışlar ve Mihalıç ile Kirmastı dolaylarında yerleştirilmişlerdir.
Mihalıç kasabasına, 1910 yılında "Karacabey" adı verilmiştir (Bak. KARACABEY/Eski ve yeni adi).

Kurtuluş Savaşı dönemi
Kurtuluş Savaşı yıllarında, Anzavur Ahmet'in (fa. bak.), Kasım 1919 ve Mart-Nisan 1920'deki ayaklanmalarından büyük ölçü¬de etkilenen Karacabey, 1 Temmuz 1920 tarihinde Yunan ordusu tarafından işgal edildi. İki yıldan fazla düşman işgali altında kalan ilçenin merkezinde ve köylerinde büyük sıkıntılar ve acılar yaşandı. Büyük Taarnız'dan sonra hızla çekilen Yunan ordusunun barbarlığından en çok etkilenen yerleşim yerlerinin başında gelen Karacabey, 14 Eylül 1922 günü Türk Ordusu tarafından kurtarıldığında kasaba hemen hemen tümüyle yakılıp yıkılmış bulunmaktaydı. Ayrıca Dağkadı, Karasu, Doğla, Hotanlı, İkizce, Başköy, Şahinköy, Taşlık, Bakırköy, Arız, Seyran, Harmanlı, Büyükkaraağaç, Karacaoba ve Subaşı köyleri ya tamamen, ya da önemli bölümleriyle yakılıp yıkılmış durumdaydı.

Cumhuriyet dönemi
Karacabey ilçesi ve merkez kent, Cumhuriyetin ilânından sonra tarım ağırlıklı olarak gelişme gösterdi. Türkiye ölçeğinde de Karacabey Ovası adıyla tanınan ovası, verimliliği, genişliği ve sulu tarıma elverişli olması gibi nedenlerle ilçe ekonomisinin gelişmesinde, kırsal ve kentsel kesimlerde refah düzeyinin yükselmesinde etkili olmaktadır. Tarımla uğraşan aile sayısı on binin üzerinde olup, bu sayı ilçe nüfusunun yüzde 90'ını kapsamaktadır. Tarım alt sektörlerinde birinci sırayı bitkisel üretim, ikinci sırayı hayvancılık alır. Yörede en fazla tahıl, soğan, baklagiller, sebze ve meyve, yem bitkileri, zeytin, ayçiçeği, şekerpancarı ve kavun-karpuz üretimi yapılmaktadır. Büyük ve küçükbaş hayvancılık, kümes hayvancılığı, bunların yanı sıra arıcılık ve balıkçılık da yörenin ekonomi kaynakları arasında sayılabilir.
İlçe merkezi olan Karacabey kenti, son yıllarda oldukça hızlı bir gelişme göstermektedir. Bursa-Bandırma karayoluna iki çıkışı bulunan ilçe, Bursa Caddesi ve Atatürk Bulvarı çevresinde konuşlanmıştır. Bu bulvar ve ana cadde, ortasında Atatürk anıtının yer aldığı, çevresinde kentin alışveriş merkezinin oluştuğu Cumhuriyet Alanı'na çıkar. Karacabey'in önemli tarihsel yapıla¬rından Ulu Cami Atatürk Bulvarı üzerinde, Karacabey İmaret Camisi ise çıkışındadır.
Kentte gelişmiş bir hastane, çeşitli kurumlara ait binalar, orta büyüklükte bir sanayi sitesi, sinema salonları, Belediye Sanat Galerisi vb. çağdaş gereksinimlere yanıt verecek yapılar bulunmaktadır. Çok katlı yapılaşma Karacabey'de de kendini göstermektedir. Otogar ve stadyum, önemli yatırımlar arasındadır.
ilçede sanayi büyük ölçüde tarıma dayalıdır. Ülke çapında dağıtım yapan Sütaş Fabrikası (süt ürünleri), Tamek, Tat, Vatan, Akfa, Öztusan, Sultanköy, Emek vb. konserve ve salça fabrikaları ile bir çikolata (Milka) ve bir sebze kurutma (Seb-Kur) fabrikası, çok sayıda un ve çeltik fabrikaları ilçe sınırları içinde etkinlik göstermektedir.
Öte yandan Karacabey Tarım işletmeleri (fa. bak.) ve Ovakorusu Sülün Üretme istasyonu (fa. bak.) gibi iki önemli üretim tesisi ilçe sınırları içinde yer almaktadır.
İlçe merkezinde her salı pazar kurulmakta, ayrıca yılda iki kez panayır düzenlenmektedir (26 Mayıs'ta ilkbahar Panayırı, 26 Eylül'de Sonbahar Panayırı).
Son yıllarda Yeniköy, Bayramdere, Kurşunlu gibi köy ve yerleşmelerde yaz turizmine yönelik gelişmeler kaydedilmektedir.
Kentte canlı bir basın/medya yaşamı vardır. Değişik dönemlerde çeşitli gazeteler yayımlanmıştır. Bunlar arasında Karacabey Meltem, Yörem ve Kurşunlu köyünde bir emekli gazeteci tarafından çıkarılmakta olan aylık duvar gazetesi Kurşunlu Poyraz sayılabilir. Karacabey FMVe Yörem FM adlı iki radyo istasyonu da yayımını sürdürmektedir.

Milli Eğitim
Osmanlı Devleti'nde XIX. yüzyılın ikin¬ci yarısında, medrese eğitimi yerine yavaş yavaş çağın gereklerine uygun bir eğitim-öğretim sistemine bırakmıştır. Bu gelişme, Bursa'nın merkezi dışında ilçelerine de yansımıştır (Bak. MİLLÎ EĞÎTÎM).
1315 H. (1897) tarihli Hudavendigâr Vilâyeti Salnamesi verilerine göre, Mihalıç (Karacabey) Türk Rüştiyesi'nde 55 öğrenci okumakta iken, Rum Rüştiyesi'nde bu sayı 110 idi.
1325 H. (1907) tarihli Hudavendigâr Vilâyeti Salnamesinde 73 iptidâiye mektebinde (ilkokul) 2.473, Mihalıç Rüştiyesi'nde 25 öğrenci okumakta idi.
Bursa Ansiklopedisinin ilk baskısında yer alan 1983 yılı verilerinde, Karacabey İlçesi'nde 70 ilk, 6 orta ve 4 lise düzeyinde eğitim veren okul bulunuyordu.
2001-2002 öğretim yılında Karacabey Ilçesi'nde etkinlik gösteren okullar ile, bu okullardaki öğrenci, öğretmen ve derslik sayıları şöyledir:
İlköğretim aşamasında 29 okul, 10.155 öğrenci, 447 öğretmen ve 292 derslik.
Ortaöğretim (lise) aşamasında 6 okul, 2.547 öğrenci, 170 öğretmen ve 110 derslik.
Ayrıca Uludağ Üniversitesi'ne bağlı bir meslek yüksekokulu vardır (Bak. KARACABEY MESLEK YÜKSEKOKULU).

SALNAMELERDE KARACABEY
1310 H. (1892/93) tarihli Hudavendigâr Vilâyeti Salnâmesi'nde (özetleyerek):
ilçenin toplam 31 548 nüfusu vardır. Bunun 21 843'ü Müslüman, 7 8l4'ü Rum, 756'sı Ermeni, 78'i Yahudi ve 48'i Protestandır. İlçeye bağlı 80 köy vardır.
Mihaliç kasabası, 7 781 nüfuslu ve 20 mahallelidir. Kasabada 2 cami, 4 mescit, 5 kilise, 1 havra, 2 hamam, 8 han, 14 fırın, 14 yeldeğirmeni, 2 ateşdeğirmeni, 1 tabakhane, 1 boyahane, 1 salhane (kesimevi), 1 eczahane, 1 medrese, 1 rüştiye (ortaokul), 1 belediye dairesi ve içinde telgrafhanesi de bulunan 1 hükümet konağı vardır.
1324 H. (1906) tarihli Hudavendigâr Vilâyeti Salnâmesi'nde (sadeleştirerek):
Mihaliç [Karacabey] İlçesi, ilin kuzeybatı tarafında bulunur ve doğuda Mudanya ile Bursa, güneyde Kirmastı [Mustafakemalpaşa], batıda Karesi [Balıkesir] Sancağı ve kuzeyde Marmara Denizi ile çevrili olup yüzölçümü 2 372.50 kilometrekaredir. 72 köyü vardır. 24 793'ü Müslüman ve kalanı gayrimüslim olmak üzere nüfusu 35 239'dur.
İlçe merkezi olan Mihaliç kasabası, Apolyont Gölü'nün kuzeybatısında ve bir tepe üzerinde kuruludur. 11 merkezine 65 kilometre uzunluğunda bir karayolu ile bağlıdır. Apolyont Gölü'nün kuzeybatı kıyısında bulunan Uluabat, Mihalıç'ın köylerinden biri olup (Lopadiom) adıyla kale harabesinin [Ası] metinde sur-u kadîm yazılıda] bulunduğu yerin yakınındadır.
Kasabada bir hükümet konağı ile bir Debboyu hümayun (Devlet deposu), bir telgrafhane, birçok dinsel kurumlar ve özel kişilere ait binalar vardır. Eski kurumlardan ve yapılardan Ebu'l feth Gazi Sultan Mehmet II hazretlerinin vezirlerinden olan Karaca Paşa tarafından 86l H. (1456) yılında Mihalıç'ta süslerle bezenerek yapılmış ise de sonradan depremler nedeniyle harap olmuş olan cami-i şerif ile Mihalıç'a 5 kilometre uzaklıkta Apolyont Gölü kıyısında bir kervansaray sayılabilir [Bak. ISSIZ HAN].
ilçede 13 359 dönüm bağ, 13 931 dönüm bahçe, 168 dönüm bostan, 70 110 dönüm çayır, 26 adet de çiftlik vardır. Yılda 200 000 kile buğday, 50 000 kile mısır elde edilmekte ve bunların bir kısmı ile 100 000 kile bakla, 10 000 kile keten ve 1 500 000 kıyye soğan Bandırma iskelesine gönderilerek ihraç edilmektedir. Üretilen 100 000 kile arpa, 25 000 kile burçak, 2 000 kilo susam, 5 000 kile nohut, 3 000 kile darı, 1.000 kile dolayında da mercimek ilçede tüketilmektedir.
Zanaat erbabından bazıları tarafından çok iyi nitelikte demir pulluklar yapılmakta; ayrıca harirden [ipekten] yerli dokumaları ve uzun sazlardan hasırlar imal edilmektedir. İlçede litografya taşı [eskiden basım işlerinde kullanılırda ocakları var ise de bunlar şimdi işletilmemektedirler.
1320 H. (1902) yılında Mihaliç Boğazı'ndan [Karacabey Boğazı] deniz yoluyla yapılan ithalat ve ihracat şöyledir:
 
              İHRACAT
CİNSİ                        MİKTARI
Bakla                        203.930 kg.
Keten tohumu            102.660 kg.
Soğan                       646.750 kg.
Mısır                         17.368 kile
Yulaf                          5.000 kile
Bostan                     120.810 adet
Ağaç eşya                  1.392 adet

              İTHALAT
ClNSl                           MİKTARI
Şeker                         12.552 kg.
Kahve                          1.016 kg.
Pirinç                              312 kg.
Müskirat (içkiler)             4.396 kg.
Tuzlu balık                     6.311 kg.
Un                              81.419 kg.
Gazyağı                   20.821 teneke

BELEDİYE
1927 tarihli Bursa Vilâyeti Salnâmesi'nde, Karacabey'de belediye örgütlenmesinin 1290 (1874) yılından önce gerçekleştirildiği şöyle anlatılmaktadır:
"Karacabey kasabası belediyesinin tarih-i tesisi, mezkâr kasabanın Yunan işgalinde tamamen yakılmış bulunması hasebiyle kat'i bir surette malûm değil ise de, 1290 (1874) senesinden evvel olduğu tahkikatla anlaşılmaktadır."
1287 H. (1870) yılından 1324 H. (1906) yılına değin Hudavendigâr Vilâyeti'nce yayımlanan "salnâme"lerde (yıllık), belediye başkanlığı görevinde bulunanlar şöyle sıralanmaktadır (Milâdi tarihe çevirerek):
Mahmut Efendi                      1870- ?
Hacı Hasan Efendi                  1877-1879
Kiryorki Efendi                       1879-1880
Mehmet Ağa                         1880- ?
Şaban Ağa (tarih yaklaşık)       1886-1890
Şerif Ağa (")                         1890-1893
Ali Ağa (")                            1893-1896
Mehmet Tahir Efendi (")          1896-1899
Osman Zeki Efendi (")             1899-1901
Hacı Mehmet Efendi (")           1901-1903
Hacı Ethem Efendi (")             1903-1906
Hacı Mehmet Efendi (")           1906-1907
Nuri Efendi                           1907-?

1927 tarihli Bursa Vilâyeti Salnâmesîne ve belediye kayıtlarından elde edilen bilgilere göre, sonraki dönemde belediye baş kanları şunlardır:
İbrahim Bey (yaklaşık)                1919- ?
Şerafettin Efendi                       1922-1926
îsmozâde Mehmet Efendi             1926-1929
Ahmet Muhtar Bey                     1929-1933
Binbaşı İbrahim Bey                    1933-1939
Hüsnü Ekin                               1939-1942
Neşet Torun                             1942-1950
Mustafa Kırımlı                           1950-1957
Hasan Ünaldı                             1957-1960
Dündar Karaşar (atama ile)           1960-1961
Mehmet Izgi (atama ile)               1961-1963
Hüseyin Oruç                             1963-1973
Şükran Yemişçioğlu                      1973-1976
Hüseyin Oruç                              1976-1977
Muhittin Tüydeş                          1977-1980
Ahmet Bingöl (atama ile)               1980-1983
Rıza Gündüz (atama ile)                1983-1984
Fuat Mert                                  1984-1988
Abdullah Esgin (atama ile)             1988-1989
A. Havri Döner                            1989-1993
Enver Çolak (vekil)                       1993-1994
Erol Onur                                    1994-1999
Erol Onur (2. kez)                        1999-







ÜYELERİMİZE İNDİRİM YAPAN FİRMALAR

BGC üyelerine indirim yapan sağlık ve eğitim kurumları ile yapılan sözleşmeler yenilendi. devamı

BGC ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU...

Bursa Gazeteciler Cemiyeti tarafından geleneksel olarak organize edilen “BGC Başarı Ödülleri Yarışması”... devamı

BİK GENEL MÜDÜRÜ DURAN: “BASINIMIZA KATKI İÇİN VARIZ”

Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Rıdvan Duran, BGC Başkanı Nuri Kolaylı’yı Basın Kültür Sarayı’ndak... devamı

BGC ÖDÜL SÜRECİ BAŞLADI

Bursa Gazeteciler Cemiyeti tarafından her yıl geleneksel olarak organize edilen Gazetecilik Başarı Ödülleri Y... devamı

Marmara Bayram’ın konusu “Bursa turizmi”

Marmara Bayram Gazetesi’nde ana konu olarak “Bursa turizmi ve Bursa’nın bilinmeyen yöreleri” ele alınaca... devamı