TEMENYERİ
Bursa merkez Yıldırım İlçesi nin belediye sınırları içinde, batıda Gökdere ve güneyde Uludağ yamaçlarıyla çevrelenen, kuzeyi DSİ tesisleri, doğusu yerleşim yerleriyle sınırlı, havası ve suyu ile ünlü bir semt ve park alanıdır. Güney sınırında, Uludağ eteğine yaslanmış "Hünkâr Köşkü" yer alır.
Parkın adı, "temenna yeri"nden (selâm/selâmlama yeri) gelmektedir. Günümüzde mescit olarak kullanılmakta olan
eski Hüsamettin Tekkesi'nin bulunduğu güney kesimine "Temennâ-yı Kebîr" (Büyük Temenyeri), öteki bölümüne ise "Temennâ-yı Sâgir" (Küçük Temenyeri) denilmekteydi. Burada iki mahalle olduğu, ancak büyük olasılıkla toprak kayması nedeniyle zamanla terk edilerek tenhalaştığı, bazı kalıntılardan anlaşılmaktadır.
Sultan Abdülmecit'in (salt. 1839-1861) Bursa'ya geleceği haberi üzerine, Vali Salih Paşa, sonradan Temennâ-yı Kebîr adı verilecek olan yerde, Hüsamettin Dergâhı yakınlarında bulunan Ebuşalıme Şeyhi Hasip Efendi'nin (bazı kaynaklarda Şerif Efendi'nin) bahçesinde, bir aktarıma göre sadece on dokuz gün içinde, Barok stilde bir "kasr-ı hümâyun" (padişah köşkü) yaptırdı. Padişah, Bursa'da bulunduğu 29 Haziran-2 Temmuz 1844 günlerinde bu köşkte kaldı. Sultan Abdülaziz de (salt. 1861-1876), 18 Nisan 1862'de Bursa'ya geldiğinde bu köşkte konuk edilerek ağırlandı.
Bölgenin Temennâ-yı Sâgir (Küçük Temenyeri) denilen Gökdere'ye yakın kuzey kesimde bir zamanlar büyük, ancak harap durumda bir konak bulunmaktaydı. Bu konak, Ahmet Vefik Efendi'nin (sonra Paşa) Anadolu Sağ Kol Müfettişliği sırasında satın alınarak Hisar'da yaptırdığı hastaneye vakfedilmiş, ancak Paşa'nın yeterli zamanı bulunamaması nedeniyle olduğu gibi bakımsız halde bırakılmış. Daha sonra Sait Paşa'nın 1878'deki valiliği döneminde onarılmış, ayrıca çevre düzenlenmiş ve bir havuz yaptırılarak park haline getirilmişti.
Uzun süre toprak kayması nedeniyle bakımsız kalan Temenyeri, 1980'den sonra belediye tarafından toprak kaymasının önü alınmak suretiyle yeni baştan park olarak düzenlendi.
