YILDIRIM DARÜŞEFASI
Yıldırım Dârüşşifası
Darüşşifa, Yıldırım Bayezit döneminde Osmanlı'nın Anadolu'da yaptırdığı, aynı zamanda tıp eğitimi verilen ilk sağlık kuruluşudur. Gerek yaptırılması, gerekse yaşatılmasında Yıldırım Bayezit'ın kızı Hundi Hatun ve eşi Emir Sultan'ın (Şemsettin Mu-hammet bin Ali el-Hüseyin el-Buhârî) rolü büyüktür. Dârüşşifanın açılış tarihi ile il¬gili bilgiler çelişkilidir. Bazı kaynaklar 1399 yılını esas kabul ederken, üzerinde genel bir uzlaşmaya varılan tarih 12 Mayıs 1400 olarak belirtilmektedir. Kaynakların önemli bölümüne göre Darüşşifa ilk açılışında Bayezit l'in isteği üzerine Mısır Memlûk Sultanı Melikü'z-zahir Berkuk'un gönder¬diği, çağının ünlü tıp bilginlerinden Şem¬settin ibn Sagir yönetiminde çalışmaya baş¬lamıştır. Başlangıçta maaş ve tayın miktarları vakıf senedi ile belirlenen dokuz per¬soneli bulunmaktaydı. Şer'iye sicillerinde "bîmâr-hane" (Farsça bîmâr hasta ) veya "timâr-hane" (Farsça tâmâr yara bakımıtedavi) olarak da anılan Dârüşşifa'nın baş¬hekimlerinin bir dönem sınavla atandığı görülür. Sicillerde, Dârüşşifa'da ekonomik krizler sırasında hekim maaşlarının düşürüldüğüne, hastahekim ilişkilerine, anlaşmazlıklara ait kayıtlar mevcuttur. Yıldırım Dârüşşifası, 1855 depremi ile yıkıldı. Bu ta¬rihten sonra Bursa'da tıp eğitimine 30 Ocak 1970 tarihinde Bursa Tıp Fakültesi kurulana değin ara verilmiştir.
Dârüşşifa'da çağdaş anlamda tıp eğitiminden söz edilemezse de, geleneksel ustaçırak ilişkisi ile kayıt altına alınmış bir eğitim sürecinin varlığı kuşkusuzdur. Yıldırım Dârüşşifası'nın ünlü başhekimlerinden biri olan Bursalı Ömer Şifâî bir Mevlevi dedesidir. Arapça, Farsça, Fransızca ve Latince bilen Ömer Şifâî bir çok hekimin yetişmesine yardımcı olmuştur. Ünlü öğrencilerinden biri Ali Munşî'dir (öl. 1733/34). Bursa'da Ömer Şifâî'den ders alan Ali Munşî daha sonra İstanbul'a gitmiştir; ilk "hekim dükkânı" açan tabiplerdendir.
1855 depremi ile Bursa'daki birçok ka¬mu binası, cami, külliye ve binlerce ev yerLe bir olmuştur. Deprem sırasında hastane ve hekimler yetersiz kalınca bazı yaralılar Mudanya'dan teknelerle İstanbul'a taşınmış, azınlık hastaneleri ile öteki hastane ve dârüşşifalarda tedavi edilmiştir.
Gureba Hastanesi'nin açılışı
Deprem sonrasında Bursa'nın ıslah ve imarı amacıyla "Efendi" payesi verilerek Anadolu Sağ Kol Müfettişliği görevine getirilen Ahmet Vefik Paşa'nın) Bursa sağlık tarihindeki yeri önemlidir. Adı ge¬çen, bu görevi sırasında kentin sağlık so¬runlarını çözmek üzere 1865'te bir hasta¬ne kurmaya girişerek Ilisar'daki "Eski Sa¬ray" veya "Damat Efendi Konağı" adıyla bi¬linen iki katlı kagir binayı (Devlet Hastanesi'nin bulunduğu yerin kuzeyindeki bahçe) hastane yeri olarak kamulaştırmış ise de, eşraftan bazı kimselerin şikâyeti sonucu görevden alınması üzerine sonuç alınamamıştır. Daha sonra 1879'da Iludavendigâr valiliği görevine getirilen Paşa, onarım ve gerekli düzenlemelerini tamamlattığı bu binayı, "Gureba Hastanesi" adıyla, 45'i erkek ve 15'i kadın hastalar için olmak üzere 60 yatak kapasiteli bir sağlık kurumu halinde faaliyete geçirmiştir. İlk yöneticiliği¬ne kent eşrafından Şeyh Bahaettin Efen-di'nin getirildiği çağının bu oldukça mo¬dern sağlık kurumu, Cumhuriyet döneminde sürekli geliştirilmekte olan Bursa Devlet Hastanesi'nin önceli kabul edilmektedir. Sağlık hizmetinde devamlılığın ve gereksinimlerin karşılanabilmesi amacıyla Bursa Osmanlı Tiyatrosu, Çitli Maden Suyu ve bazı başka akarlardan elde edilen gelirler Gureba Hastanesi'ne tahsis edilmiş; sonraki yıllarda yetersiz kalan hastane binasının genişletilmesi için çeşitli ekler yapılmıştır (Bak. AHMET VEFİK PAŞA HASTANESİ, TİYATRO, ÇİTLİ MADEN SUYU).
O yıllarda çok sayıda gayrimüslimin yaşadığı Bursa'da ayrıca bir de "Fransız misyonu hastanesi" olarak adlandırılabilecek bir sağlık kuruluşu daha açılmıştır. Ağırlıklı olarak poliklinik hizmeti verilen bu has¬tane, daha çok MudanyaBursa tren hattında çalışan yabancılar için kurulmuştu.
Kayıtların yetersizliğine karşın, özellikle 1900'lü yılların başlangıcında Bursa'daki sağlık personelinin yoğunlukla azınlıklardan oluştuğu gözlenmektedir. Örneğin o yıllarda Gureba Hastanesi'nin başhekimi Suvadiyidis Efendi, belediye baştabibi de Bedros Efendi'dir. 1900-1905 arasında Bur-sa'da diplomalı 19 hekim bulunmaktadır. Bunlardan yalnızca beşi, 17 eczacının da ancak dördü Türk'tür.
Gureba Hastanesi'nden Memleket Hastanesi'ne
Yunan işgali
sırasında, tüm öteki kurumlar gibi Osmanlı sağlık örgütü de zarar
görmüş, bir bakıma çöküntüye uğramıştır. İşgal sırasında önemli hasar
gören Gureba
Hastanesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Ankara'da
açılmasının ardından 3 Mayıs 1920'de kurulan Sıhhat ve İçtimâi Muavenet
Vekâleti (Sağlık Bakanlığı) tarafından kurtuluştan sonra onartılarak
1927'de "Memleket Hastanesi" adıyla hizmete sokulmuştur.
Hastanenin
artan nüfus karşısında ye¬tersiz kalması ve modernleşme gereksinimleri
göz önünde bulundurularak Vali Haşini İşcan'ın (b. bak.) girişimiyle
1947 yılında, eski hastanenin güneyindeki boş alanda yeni bir hastane
binasının temeli atıldı. İnşaatının tamamlanmasının ardından, 6 Haziran
1952'de Bursa Devlet Hastanesi yeni yerine taşındı. Eski bina 1956
yılında çıkan bir yangın sonucu harap olunca yıktırıldı ve daha sonra
yerine 1988'de "BİSAŞHaşim İşcan Parkı" yaptırıldı.
Bursa Devlet
Hastanesi bir dönem ihtisas hastanesi gibi çalıştı; birçok dalda uzman
yetiştiren bir kurum olarak tıp eğitimi tarihindeki yerini aldı. Sonraki
yıllarda sürekli gelişme gösteren hastane, 2001-2002 döneminde yapılan
yeni eklerle genişletildi, modern bir "Acil Servis" binası açıldı ve
komşu Sağlık Okulu da hastaneye dahil edüdi.
Bursa Tıp Fakültesi
1970
yılında İstanbul Tıp Fakültesi için¬de eğitime başlayan Bursa Tıp
Fakültesi (b. bak), 30 Mayıs 1974'te Bursa'ya taşınarak Duaçınarı'ndaki
Göğüs Hastalıkları Hastanesi binasında eğitim etkinliklerini sürdür¬meye
ve sağlık hizmeti sunmaya başladı. 1992'de de Görükle'de Uludağ
Üniversite¬si Kampusu içinde yaptırılan binasına geçti. Bursa Tıp
Fakültesi, modern yapılanmaSı ve olanaklarıyla yalnızca bölgenin değil.
ülkenin en önemli sağlık kuruluşlarından biri konumundadır. Hastanede
altyapı sorunları büyük oranda çözülmüş ve önce¬likle tıp eğitimi ve
akademik standartların
artırılmasına yönelik çalışmalar ön plana alınmış bulunmaktadır (Bak. BURSA TIP FAKÜLTESİ).
Bursa'nın öteki sağlık kurumlan
Bursa
sağlık tarihine bakıldığında, özel¬likle 1980'li yıllardan sonra kentte
hastane ve diğer sağlık kuruluşlarının gerek sayı, gerekse kalite
açısından arttığı görülür. 2000'li yılların başlarında Bursa İli
çapın¬da resmi veya özel sağlık kuruluşları şun¬lardır:
Bursa Bölge
SSK Hastanesi: Kentin oto¬motiv, tekstil ve imalat sanayilerinin
geliş¬mesi ile sigortalı hasta sayı giderek artma¬sı üzerine "bölge
hastanesi" olarak 1966'da hizmete açılmıştır. Bu hastanenin,
sanayi¬leşme ve hızlı nüfus artışı nedeniyle yeter¬siz kalması üzerine,
Yıldırım İlçesi sınırla¬rı içinde ikinci bir SSK Hastanesi daha
yap¬tırılmış olup açılış hazırlıkları sürdürülmek¬tedir (2002).
Zübeyde
Hanım Doğumevi ve Kadın Hastalıkları Hastanesi: Bursa'nın ilk branş
hastanelerinden biri olup, Atatürk'ün do-ğumunun 100. yılı etkinlikleri
kapsamında 11 Eylül 1981 günü açılmıştır.
Bursa Çocuk Hastanesi: 1991
yılında Fevzi Çakmak Caddesi'nde hizmete girmiş¬tir. Kentin bu alandaki
tek branş hastane¬si olmasına karşın, binasının yetersiz kal¬ması
nedeniyle yeni yer arayışları sürdü¬rülmektedir. Öte yandan 2001 yılında
Çe-kirge'deki Etibank tesislerinin SSK tarafın¬dan restore edilerek
"Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Hastanesi"ne dönüştürülmesi ile Bursa
Çocuk Ilastanesi'nin ve Bursa SSK Hastanesi'nin yükü hafiflemiştir.
Onkoloji
Hastanesi: Devlet Hastanesi alanı içine işadamı Ali Osman Sönmez
ta¬rafından yaptırılarak devlete bağışlanan ve modern mimarisi ile
dikkat çeken bu has¬tane 1994 yılında hizmete girmiştir. Bursa
ve çevre illerdeki kanser hastaları için hiz¬met veren bu kurum, Türkiye'nin ikinci on¬koloji hastanesidir.
Dr.
Türkân Akyol Göğüs Hastalıkları Hastanesi: Yıldırım Belediyesi
sınırları için¬de Sosyal Meskenler bölgesinde kurulmuş bir branş
hastanesidir.
Yüksek İhtisas Hastanesi: Tıp Fakülte¬si Hastanesi'nin
taşınması ile boş kalan es¬ki Göğüs Hastalıkları Hastanesi'nin
Duaçı-nan'ndaki binasında gerekli değişiklikler yapılarak sonra hizmet
vermeye başlamış¬tır. Kuruluş aşamasında statüsü tam olarak
belirlenemeyen hastane daha sonra Yük¬sek İhtisas Hastanesi adını
alarak, Yıldırım Dârüşşifası, Memleket (Devlet) Hastanesi ve Uludağ
Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden sonra Bursa'da tıp eğitimi verilen
dördün¬cü sağlık kurumu olmuştur. Bu hastanede özellikle kalp ve damar
cerrahisi ağırlıklı çalışma yapılmaktadır.
Bursa Asker Hastanesi:
Bursa'da Dev¬let Hastanesi'nden sonra kurulan ilk has¬tanedir. Dr.
Mazlum Bey'in (Boysan) öne¬risi üzerine, Çekirge'de 1922 yılına değin
azınlıklar tarafından otel ve kaplıca olarak işletilmekte olan "Hotel
Spilendit"in bina¬sının hastane olarak düzenlenmesi suretiy¬le
açılmıştır. 1960'ta eski ahşap bina yıktı¬rılarak kuzeyindeki avlu
bölümünde mo¬dern hastane binası yaptırılmış, daha son¬ra bu bina da
1998 yılında yenilenmiştir. Mustafa Kemal Atatürk, 1926'daki Bursa
gezisi sırasında bir süre bu hastanede kap¬lıca tedavisi görmüştü.
Kamuya
ait öteki sağlık kurumlan: Bur¬sa'da kamuya ait tıp kurumları arasında
"Dr. Ayten Bozkaya Spastik Çocuklar Has¬tanesi" (1997), Uludağ
Üniversitesi Tıp Fa-kültesi'ne bağlı olarak çalışan "Kükürtlü Atatürk
Fizik Tedavi ve Ilidroklimatoloji Hastanesi", "Diş Hastanesi" (1991),
Verem ve Sıtma Savaş dispanserleri ile 2002'de ya¬pımı devam etmekte
olan "Mustafa Dört-çelik Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi"
sayılabilir.
İlçelerdeki hastane ve sağlık kurumla¬rı: Bursa
ilçelerinde özellikle 1980'den son¬ra birbiri ardından resmi ve özel
sağlık ku¬rumları açılmaya başlanmıştır. İlçelerdeki resmi sağlık
kurumları ile bunların kuru¬luş tarihleri aşağıdadır:
Büyükorhan Sağlık Merkezi; kurulu¬şu 1993.
Gemlik Muammer Ağım Devlet Hasta¬nesi; 2000 yılında yapımı tamamlanan ye¬ni binasında hizmet vermektedir.
Harmancık Devlet Hastanesi; kuruluşu 1993.
inegöl Devlet Hastanesi; Bursa'nın il¬çelerindeki en eski sağlık kurumu olup, 1907'den bu yana etkinliğini sürdürmekte¬dir.
İznik Devlet Hastanesi: 1998'de yeni
yapılan modern binasında hizmete açıldı.
Karacabey Devlet Hastanesi; kuruluşu 1981.
Keleş Sağlık Merkezi; kumlusu 1990.
Mudanya Devlet Hastanesi; kuruluşu 1937'dir, 1984 ve 1991 yıllarında iki kez ge¬liştirilerek 50 yataklı konuma getirilmiştir.
Mustafakemalpaşa Devlet Hastanesi; kumlusu 1983.
Orhaneli Devlet Hastanesi; kuruluşu 1986.
Orhangazi Devlet Hastanesi; kumlusu 1991.
Yenişehir Devlet Hastanesi; kuruluş ta¬rihi 1958.
Bursa
İli ilçelerinde Gemlik, Mustafa¬kemalpaşa ve Orhangazi başta olmak
üze¬re SSK Genel Müdürlüğü'nce hastane, sağ¬lık merkezi ve dispanserler
açılmış bulun¬maktadır.
Özel sağlık kurumları
1970lı yıllarda
hızlı nüfus artışı ve sa¬nayideki gelişmeler, sağlık alanında yeni
gereksinmelerin doğmasına yol açtı. Böy¬lelikle Bursa ve zamanla
ilçelerinde özel sağlık kurumlan kurularak çalışmaya baş¬ladı. Bursa
merkezinde etkinliklerini sür¬düren özel sağlık kurumlarının başlıcaları
şunlardır:
"Özel Bursa Hastanesi", "Özel Vatan Hastanesi", "Özel
Hayat Hastanesi", Yıldı¬rım Dârüşşifası'nda hizmete giren "Göz Nu¬runu
Koruma Vakfı Göz Hastanesi", "Ko¬nur Cerrahi Tıp Merkezi'', "Doruk Tıp
Mer¬kezi" ve poliklinik hizmeti verilen özel ku¬ruluşlar.
Sonuç
1990'lı
yıllar boyunca Bursa merkezin¬de ve ilçelerinde yüzün üzerinde kamusal
veya özel poliklinik açılmış bulunmakta¬dır. Öte yandan neredeyse her
mahallede kurulan sağlık ocakları ve belediye sağlık merkezleri de, tıp
hizmetlerinin yaygınlaş¬masında önemli rol oynamıştır.
Resmi ve özel
hastaneleri, sağlık ocak¬ları, 1959 yılında hizmete açılan "Kızılay Kan
Merkezi", yakın zamanda yaygın ve modern bir ambulans hizmeti ağı
oluştur¬muş bulunan "112 Hızır Acil Servis", am¬bulans hizmeti veren
özel sağlık kuruluş¬ları ve çok sayıdaki eczaneleri ile, Bursa İli,
sağlık hizmetlerinin yaygınlığı ve kali¬tesi, ayrıca hekim ve sağlık
personelinin sayısı bakımlarından ülkenin örnek illerin¬den biri
konumundadır.
* Dr. Ceyhun İRGİL