Aydınlarla Yüz Yüze söyleşileri başladı

Bu sayfa 2011-01-12 22:57:52 tarihinde yayınlandı ve 3508 kez okundu.

Bursa Gazeteciler Cemiyeti ile Nilüfer Belediyesi’nin birlikte düzenledikleri “Aydınlarla Yüz Yüze Söyleşileri”nin 2011’deki ilk toplantısında seçim süreci tartışıldı.


Basın Kültür Sarayı Uğur Mumcu Etkinlik Salonu’nda gerçekleştirilen Aydınlarla Yüzyüze 2011 Söyleşileri’nin ilkinde CHP milletvekili Durdu Özbolat,  MHP Milletvekili Mehmet Zekai Özcan, Avusturya’daki tutucu partilerden ÖVP’nin Kadın Kolu Başkanı Şirvan Ekici ve Eski DSP Genel  Başkanı Zeki Sezer “Seçimlere Doğru” konusunu değerlendirdiler.

BGC Başkanı Nuri Kolaylı, altıncı yılına giren söyleşilerin perdesini,  “Bursa’nın aydınlık insanlarını, Türkiye’nin aydınlık yurttaşlarını selamlayarak” yaptı.  Kolaylı, söyleşilerin bu yıl, on beş günde bir yapılacağını ve beş ayda tamamlanacağını hatırlatarak, bu süreçte Türkiye’nin siyaset, sanat, düşün dünyasından yaklaşık kırk konuğu ağırlayacaklarını söyledi.

Söyleşilerin düzenlenmesindeki  paydaşlığı nedeniyle Nilüfer Belediyesine teşekkür eden Kolaylı, daha sonra Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’i  “Aydınlarla Yüz Yüze 2011”in açılış konuşmasını yapmak üzere sahneye çağırdı.

Bozbey, kısa konuşmasında, Bursa’nın kültür yaşamına bir katkı olarak değerlendirdikleri Aydınlarla Yüz Yüze Söyleşileri’nin bundan sonraki yıllarda da devam etmesi için Bursa Gazeteciler Cemiyeti ile görüş birliği içinde olduklarını söyledi.  Bozbey, ilk söyleşinin katılımcılarına ve dinleyicilere teşekkür ederken, “Bursa,  bir taşra kenti, daha doğrusu İstanbul’un taşrası olarak görülüyor. Taşra kentlerinin en önemli eksikliği kültür ürünü, sanat ürünü verememesi; kültür, sanat ve düşünce etkinliklerine sahne olmamasıdır. Bu söyleşilerin gerçekleştiği salon Uğur Mumcu’nun adını taşıyor. Üstümüzde Basın Müzesi, onun yanında Türkiye’deki en büyük ilçe kütüphanesi olan Nilüfer Akkılıç Kütüphanesi bulunuyor.  Bu söyleşilerden başka, bu salonda yıl boyu konferanslar, seminerler yapılıyor; konserler düzenleniyor ve tiyatro oyunları sahneleniyor. Kütüphanemizin Yılmaz Akkılıç Bursa Araştırmaları Ödülü için 32 yapıtla başvurulduğunu öğrendim. Bu yapıtların çoğu da, doktora ve yüksek lisans tezi. Bursa üzerine yapılmış çalışmalar bunlar! Demek ki, Bursa’ya taşra demek için, durup biraz düşünülmesi gerekiyor” diye konuştu.

BGC Başkanı Kolaylı’nın yönettiği söyleşide ilk konuşmayı CHP Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat yaptı.

Özbolat, insanlığın demokrasi serüveninin antik Yunan kentlerinde başladığını ve bugüne değin pek çok aşamayı geride bıraktığını söyledi.  Konuşmasında,  bu aşamaları ana çizgileriyle değerlendiren Özbolat,  Meclis-i  Mebusan seçimlerinden başlayarak Türkiye’deki seçimleri de ana çizgileri ve kimi sonuçları ile hatırlattı. Özbolat, şöyle devam etti:

“Evrensel demokrasi fikri, evrensel demokrasi düşüncesi bu temeller üzerinde yükselmiştir. Türkiye’de ayrı bir demokrasi, başka bir ülkede ayrı bir demokrasi anlayışı olamaz. Demokratik bir devlette düşünce özgürlüğü, ifade özgürlüğü olmak zorundadır. Demokratik bir devlet güçler ayrılığına dayanmak zorundadır. Demokratik bir devlette tüm yurttaşlar yasa önünde eşittir. Tüm yurttaşların hakları güvence altındadır. Tüm yurttaşlar ülkenin yönetimi üzerinde söz ve hak sahibidir. Tüm yurttaşların siyasal, sosyal hakları yanında yaşam güvenceleri vardır. En önemlisi demokratik bir devlet seçimlerin güvenliğini sağlar, sandıkta hırsızlığa izin vermez…”

“Pekiyi, Türkiye’de böyle mi?” diye soran ve “Değil!” diye yanıtlayan Özbolat,  son iki genel seçimde kimi kentlerde çöplerde bulunan oy pusulaları ile yargıya taşınmış kimi seçim yolsuzluğu olayı üzerinde durdu.

Özbolat sözlerini şöyle tamamladı:

Türkiye’de seçimler demokratik bir ortamda ve demokratik koşullarda gerçekleşmiyor. Hepsinden önemlisi iktidar partisi sandık sonuçlarıyla oynama olanaklarına sahip. Bunu sonuna kadar da kullanıyor. CHP ve MHP, teorik olarak ve üye sayıları bakımından bunu engelleyebilir görünüyorsa da, pratikte bunu başaramıyorlar.  Yüzde on seçim barajı,  farklı görüşlerin, farklı kesimlerin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde temsilinin önünde ciddi bir engel olarak durmaya devam ediyor. Gene de seçimler çok önemli. Her şeye rağmen çok önemli!...”

MHP Ankara Milletvekili Mehmet Zekai Özcan, Özbolat’ı izleyen konuşmasında özellikle yoksulluk ve işsizlik konuları üzerinde durdu.  İktidar partisinin sözcülerinin, Başbakan ve bakanların sık, sık “İşsizlik azaldı… Ekonomimiz büyüyor” dediklerini hatırlatan Özcan, bunun doğru olmadığını söyledi. TUİK verilerin de, uluslar arası kuruluşların verilerinin de Türkiye’nin istihdamda ciddi düşüş yaşadığını ve  ekonominin büyüdüğü iddiasının da cari açığın büyümesine dayandığını ortaya koyduğunu belirten Özcan, “Ama eğriyi, doğruymuş gibi göstermeyi; yanlışı da düzgünmüş gibi sunmayı iyi biliyorlar. Mesela, bakın: ‘İspanya’da işsizlik yüzde 19’ diyorlar.  “Biz, İspanya’dan çok daha iyiyiz! Çok daha iyi yönetiyoruz ekonomiyi’ demeye getiriyorlar. Oysa İspanya’daki işsizlik ölçülerini kullanarak tesbit yapsalar Türkiye’de işsizlik oranının yüzde 34 olduğu çıkar ortaya” diye konuştu.

Mehmet Zekai Özcan konuşmasını şöyle tamamladı:

“ Demokrasi özgürlükler rejimidir ve özgür insanlarla yürür. Eğer iktidar belediyelerinden, iktidar yakını vakıflardan ve iktidar partisinin üyesi görünen idarecilerden sosyal yardım dağıtıldığı algısı toplumda yerleşmişse, bunun anlamı özgürlüğün kaybedilmesidir.  Bu algı çok tehlikelidir ve kendiliğinden değil bilinçli ve sistemli bir çaba ile yaratılmıştır. İktidar partisi profesyonel ekipleriyle milleti oyalamayı çok iyi biliyor. Oyunlarını yeterince anlatamazsak, ne demokrasi  ne de aydınlık yarınlar bekleyebiliriz…”

Özcan’dan sonra söz alan Şirvan Ekici, özgeçmişinden söz ederek başladığı konuşmasında Avustury’daki seçimlere ve Avusturyalı üst düzey politikacıların gösterişsiz yaşamlarına, sıradan yurttaşlarınki gibi olan günlük davranışlarına ilişkin gözlemlerini aktardı.

İki ülke arasındaki farklılığın “büyük” olduğunu vurgulayan Ekici: “Avusturya’da genel seçimler öncesinde siyasi partiler arasında bir centilmenlik anlaşması yapılır ve herkes bu anlaşmaya uyar.  Partilerin kampanyada kullanacakları bütçeleri zaten açıktır. Büyük meydanlarda miting yapmaktan kaçınırlar. Sınırlı sayıda afiş basarlar ve hangi partinin nerede afişinin olacağı neredeyse bilinir. Meydanları, caddeleri buradaki gibi parti bayrakları, flamaları ve posterleri ile donatıp, kusura bakmayın, çevre kirliliğine de sebep olmazlar… ” dedi.

Eski DSP Genel Başkanı Zeki Sezer,  Şirvan Ekici’ye atıf yaparak, “Bizde, sizin anlattığınız gibi korumasız, tantanasız, eski model  aracıyla resmi ziyaretlere gideni  politikacı, siyasetçi saymazlar!” diyerek başladığı konuşmasında, Türkiye’de demokrasinin ve siyasetin temel sorunları üzerinde durdu.

Zeki Sezer şöyle konuştu:

 “Türkiye’de siyasetin ve demokrasinin çok önemli sorunları var. En önemlisi toplumda derin kutuplaşmalar yaratıldı: Kürt-Türk, Türbanlı-Başı açık, Laik- Laik olmayan!..

Siyasetçi olarak da,  yurttaş olarak da üzgünüm;  ne yazık ki demokrasi diye, diye tek adam, tek lider, tek parti rejimi kuruluyor ülkemizde. 12 Eylül askeri darbesi kadınları, gençleri, işçileri siyasetten silmek; sendikalarını, derneklerini,  örgütlülüklerini yerle bir etmek için elinden geleni yaptı, biliyorsunuz. İnsanları cezaevlerine doldurdular, işkencelere uğrattılar, sürgüne gönderdiler ve tüm bunları yaparken bugünün taşlarını döşediler.  Siyasetle ilgilenmek ‘suç’ kabul edildi. Hatırlayacaksınız: 12 Eylül rejiminin lideri birinden söz ederken, ‘Yahu o iyi insandır; siyasetle hiç ilgilenmez’ demişti!  Her yurttaşın siyasetle ilgili olması gerekir, ama ona göre siyaset yalnız ona bırakılması gereken bir şey! Başkası ilgilenirse kötü insan olur ve suç işler!.. Biraz tanıdık geliyor değil mi? Başbakan çıkıp ‘bu ucube’ diyor bir sanatçının ellerinin ve beyninin ürünü olan heykel için! Çünkü istiyor ki, onun istemediğini hiç kimse istemesin!..

Diyelim ki, Fransa’da parlamentoda bizim çok önemsediğimiz Ermeni meselesine ilişkin bir oylama oluyor. Sonuçlara baktığınızda A partisinden şu kadar evet, şu kadar hayır!  B partisinde, C partisinde de öyle... Biz de, Başbakan Erdoğan’ın işaret etmediği bir yasa maddesi için herhangi bir Ak Partili milletvekilinin el kaldıracağını düşünebilir misiniz? Düşünemezsiniz; çünkü her şey liderin elinde. İstediğini milletvekili yapar, bakan yapar veya yapmaz!

Fakat göstermelik bir parlamento ilanihaye sürüp gidemez. Siyaseti meslek edinmiş adamlar o göstermelik parlamentoyu totaliter bir rejime dönüştürür. Dönüştürdüler demiyorum, dönüştürürler diyorum. Bunu başaramayacaklarını düşünüyorum, fakat böyle giderse görmek lazım, Türkiye’yi bekleyen totaliter bir rejimdir!

Haziran’daki genel seçimler, özellikle bu nedenle çok önemli. Bu seçimler Türkiye’nin, olumlu veya olumsuz yönde kaderini belirleyecek…”

KONUKLARIN ÖZGEÇMİŞLERİ

Durdu Özbolat

1962 yılında Kahramanmaraş’ta doğdu. Çankaya Belediyesi’nde değişik kademelerde çalıştı, Belediye Meclis üyeliği yaptı. Yenilenebilir enerji kaynakları ve rüzgâr enerjisi alanlarında çalışmalar yaptı. Rüzgâr enerjisi, eğitimcilik, madencilik, gıda ve turizm alanlarında 20’nin üzerinde şirketi olan Özbolat Şirketler Grubu’nda Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürüttü. Özbolat 2007 seçimlerinde Kahramanmaraş Milletvekili seçildi. Orta düzeyde İngilizce bilen Özbolat, evli ve 2 çocuk babası.

Mehmet Zekai Özcan

1950 yılında Trabzon’da doğdu. İstanbul Teknik Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nü bitirdi. SSK Genel Müdürlüğü’nde, Mühendis olarak göreve başladı. Çeşitli kademelerde görev yaptıktan sonra SSK Yönetim Kurulu Üyeliği, SSK Genel Müdürlüğü ve Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerini yürüttü. 22, 23. Dönem Ankara Milletvekili. İyi düzeyde İngilizce bilen Özcan, evli ve 3 çocuk babası.

Sirvan Ekinci

1973 yılında Kırşehir’de doğdu.   Viyana Üniversitesi Siyasal Bilimler, Yayın Basın ve İletişim Bilimleri’ni bitirdi. Master tezini,   Türkiye’de kadının siyasete katılımı hakkında yazdı.  1999-2005 ÖVP Partisi Göçmen Masası’nı kurdu  ve  yönetti.  Bazı bakanlıkların ve önemli siyasetçilerin danışmanlığını yaptı. Kitap, dergi ve gazetelerde  göç, islam, kadın, uyum  vs  konularında makaleleri yayınlandı. 2005-2010 Viyana Parlamentosu Milletvekilligi  ve  ÖVP Partisinin Uyum Sözcülügünü  yaptı. Halen ÖVP Partisi Kadınlar Kolu Başkanı ve  “Eğitim Gelecek“  derneğinin başkanı.

Zeki Sezer

1957 yılında Eskişehir’de doğdu. Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Bölümünü bitirdi. Kamu ve özel sektörde teknisyen ve mühendis olarak çalıştı. 1980’lerin sonunda DSP’ye üye oldu. Bu partide Parti Meclisi üyeliği, Genel Sekreterlik, Genel Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulundu. 1999 Genel seçimlerinde Ankara Milletvekili seçildi. Ecevit Başbakanlığında 57. Hükümette Devlet Bakanı olarak görev aldı. 2004 yılında kurultayda DSP Genel Başkanı seçildi, bu görevi 2009 yılına değin yürüttü. Zeki Sezer evli ve iki çocuk babası.

ÜYELERİMİZE İNDİRİM YAPAN FİRMALAR

BGC üyelerine indirim yapan sağlık ve eğitim kurumları ile yapılan sözleşmeler yenilendi. devamı

BGC ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU...

Bursa Gazeteciler Cemiyeti tarafından geleneksel olarak organize edilen “BGC Başarı Ödülleri Yarışması”... devamı

BİK GENEL MÜDÜRÜ DURAN: “BASINIMIZA KATKI İÇİN VARIZ”

Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Rıdvan Duran, BGC Başkanı Nuri Kolaylı’yı Basın Kültür Sarayı’ndak... devamı

BGC ÖDÜL SÜRECİ BAŞLADI

Bursa Gazeteciler Cemiyeti tarafından her yıl geleneksel olarak organize edilen Gazetecilik Başarı Ödülleri Y... devamı

Marmara Bayram’ın konusu “Bursa turizmi”

Marmara Bayram Gazetesi’nde ana konu olarak “Bursa turizmi ve Bursa’nın bilinmeyen yöreleri” ele alınaca... devamı